14 Ekim 2013 Pazartesi


  
  Şimdi kendinizi loş bir kütüphanede hayal edin. Tüm duvarlar kitaplarla kaplı, bulunan boşluklara birkaç kandil yerleştirilmiş. Sizde elinizde bir ateş tutmaktasınız. Bir süre çevrenize bakındıktan sonra nereye ilerleyeceğinizi kestiriyorsunuz.  Kimsenin elini sürmediği tek bir raf var, işte hedefiniz. O raf hakkında anlatılan rivayetler korkunç! Ama merak bu ya, kararınızdan dönmüyorsunuz. Rafa doğru yürüyüp, elinizi uzattınız, çekip çıkardınız kitabı. Bulduğunuz bir sandalyeye oturdunuz. Kandilinizin ışığında kitabı açtınız. Siyah yaprakları olan tozlu bir kitap bu. İçindeki yazıların beyaz kalemle yazılmış fakat kitap o kadar kirlenmiş ki o beyaz harfler griye dönmüş. Belli ki okumaya cesaret eden nadir insanlarsınız. Şanslısınız, bir tarihe tanıklık ediyorsunuz. Kitabın kapağı boş. Kapağın iç tarafında sol üst köşeye iliştirilmiş alelade bir etiket ve dağınık bir yazıda DeadlyIdea yazıyor, "bir kısır döngünün içine hapsolmuş ölümcül fikir."
  Bloga Hoş geldiniz... 

1 yorum:

  1. Büyünün bozulması, alışılmış duyguları ve kıvançları çarpıtıp çirkinleştiriyor, sararıp solmalarına yol açıyordu; parkın burcu burcu kokusunun yerinde yeller esmekteydi artık; orman eski çekiciliğini yitirmiş, çevremdeki dünya tasfiye edilen bir mağazada satışa çıkarılan modası geçmiş malları anımsatıyordu,işte öylesine yavan ve zevksizdi. Kitaplar bir kağıt yığını, müzik ise bir gürültüydü yalnızca. Sanki güz ortasında bir ağacın dört bir yanından yapraklar dökülüyordu da, ağaç bunun farkına varmıyordu. Ağacın üzerinden yağmur aşağılara süzülüyor, güneş ya da ayaz üzerinden gelip geçiyor, yaşam yavaş yavaş gerileyerek ağacın en iç kısmında alabildiğine dar bir bölgeye sıkışıyordu. Ama ağaç ölmüyor, ağaç bekliyordu.

    YanıtlaSil