1 Ekim 2018 Pazartesi

Kısa bir gezinti

Unutulmuş eski diyarlarda yürüyorum. Dağlık bir bögedeyim. Sıralı yokuşlarına dizili sivri çatılı yabansı evler caddelerden akar gibi dizilmiş; demirlerini birleştiren ağlar sakinlerince unutulmuş gibi. Kimi sokak lambaları kırık, şimşek izleri düşürmüş kırık camlarını ampullerin, serilmişler yerlere, ayaklarımı tıkırdatır.

Gidecektim bir yerlere, 
Hatrımda silinmiş bitiş çizgisi, 
Dolaşıyorum
Dizili evlerin dar sokak aralarında 
Gideceğim yerler uçuşmuş rüzgarıyla tepelerin, 
Huşu silmiş aklımı, 
İzlerim
Gözlerim.

Kimi zaman bir baykuş 
gözlerim koynunda,
Öper dudaklarımı tilkilerin nefesi
ürpertir dokunduğu izleri
parmak uçlarımda örümceklerin tüylü elleri.

Sarı-loş sokaklarda yayılır ince çizgilerim, 
kapıları tıkırdatır tüyden ellerim. 
Tokmaklar çevrilir 
akar seller eşiklerinden 
içeri
dışarı

Yokuşlardan nefes nefese çıkarken, 
soluyorum yayılan sisi.
Dışarıdakiler var 
içeride gibiler,
Mumlar var
Ayak sesleri
Geridekiler, ileride, yanımda ve uzağımda
sezer gibi hissederim

Davullar çalıyor bazı yüreklerin gözlerinde,
siliyor rutubeti çınlayan kulaklarım, 
inerken yokuşları.
çıktığım gibi
Alışmışlıklarda buluyorum zihnimi

 Kulağıma damlarken parçaları müziğin.
 dönüyor mu dünya ?
ayaklarımın altında ?
bu hızla ?
Nefesini alıyorum çıngırakların. 
Nefesimi veriyorum boşluğa. 

Körlüğün pencerelerinde mumlar titreşiyor, 
adım atıyorum pencerelerinizin yayıldığı dar sokaklara
takırtılarım sessiz, 
hiçleşiyor
ve daha bensiz.

Upuzun bir kuyruğum var benim,
Çalar söylerim 
ahengini tuttuğumda gecelerin,
Yıldızlar var kuyruğuma takılan
Ruhlarını bileklerime dolar
zihnime bedenimi çalar söylerim
Duvara düşen gölgelerde seker
Nefes koklar yüreğim
Severim,


Gezinirken sarı-loş sokaklarda
Renkleriniz dökülürken,
uzanırım çevrilen tokmakların nehrine.
Kuyruğumdaki yıldızlar ayak bileklerimde,
dolanır dururum 
çalınırken kulaklarıma sisli hatrımın davulları
Gönlüm yerle gökle taşar, 
konduğunda omuzlarıma baykuşlar
Öptüğünde nefesimi tilkiler.

Örümceklerin elleri parmak uçlarıma uzanıyor.
Çatırdıyor ve çıtırdıyor ayakkabımın altındaki patlak ampul parçaları. 
Kırıntıları çoktan uçmuş gitmiş belki yellerle.
Belki de ben çok karıştırdım şunla bunla kafamı.
Yada çok dolaştım mumların yansıdığı arka sokaklarda
Nefes verirken çıngırakları rüzgarların...

Adımlarımı saymaya devam ediyorum. Gözlerimi açıyorum, çevrede geziniyorum biraz. Unutulmuş eski diyarlar kasabasındayım. Burası biraz ıslak, nemli ve sisli. Sivri çatılı evlerin tepelerinde ay ışığı uzanıyor.
 
Adımlarımı sayıyorum. Tümseklerden atlarken değişiyor ritmleri. Çevreme bakınır dar sokaklarda gözlerim, yalnızsam sekmeye başlar ayaklarım üşüyen asfaltın sırtında.

Bir yerdeyim, bir yerlerdeyim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder