3 Şubat 2018 Cumartesi

Herşeyin Raksı

Kendimi azıcık buzucuk ayırıyorum, sıyırıyorum yapraklarımdan damlayan dikenli çalılarımı. Baloncuklarım patlıyor bir bir, patladıkça göğün kuşağı beliriyor küllerin arkasından.
Suyun külleri oluyorum, renklerden geçiyor, tırtıllarla, yılanlarla dans ediyorum.
Uyanın artık diye bağırdığım dünyaya gözlerimi açtım, rüyadayım.
Bok böcekleri karşı apartmanın camına vuran gün ışıklarından düşüyor, kedilere selam veriyorum kediler selamımı kucaklıyor.
Dünyanın heyecanı hızlı döndüğünden mi?
Dünya dönüyor mu sahiden?
Yada bir arkadaşımın bana söylediği gibi "kafayı ne ara yaktım ki ben?"

Günden güne bir çember içimden geçer çember çember, parmaklarımla bütün vücudumu ezerim, kaldı mı bedenime hiç yer?
Gezer durur nefesimde gönlüm, uçar durur zihnim ve kaçar gelir ara sıra eksilerden sıfıra benliğim.
Gün olur bir anka doğar saçlarımın arasından, kuyruğu sırtıma düşer ayaklarıma basıncaya...
Fısıldar kulaklarıma, sıcacık eder omuzlarımı, biraz ağırdır da...
İkindi olur, dostum olur, akşam olunca bilmiş, gece vurur gelir karşıma...
Sonra alev alev tüylerine alev çeker yakar kendini döngüde bir kez daha.
Sabah küllenirim, küller koklarım yatağımda,
Bir çıkıp silkelenirim gök ile yerin ufkunda
Küller dolar içime doğururum bir kez daha.

Gözlerim kapandığında ne kadar heyecanlı dünya
Gözlerim açıldığında soluyorum ya...
Açıldığında kapandı, kapalıyken açıktı
Kime yaradı, kim bende vardı.

Bir anda çığlıklar atıyorum;
"Güneşimi aldılar! Güneşimi aldılar!"
Hava kararıyor, kuşlar yerlere doluşuyor,
Yapraklar yeşilden soluyor, bir siyahlık haykırışlarının en sessiz tokadını çökertiyor üzerimize.
Güneşimi aldılar!
Turuncu bir kıvılcım beyaz bir pelerine giriyor,
Dönüp dolaşıyor zihnim karaltıda,
Dünya çevremde, çevre dünyamda dönüyor,
Hanım elleri kokuyor etraf, ıhlamur çiçekleri ve renkli çimenler.
Yeşiller siyaha boyanıyor...
Dur Dünya! Güneşimi aldılar!!
GÜNEŞİMİ ALDILAR!

Anda çığlıklar atıyorum:
"Ay'ımı verdiler! Ay'ımı verdiler"
Yavaşlıyor dünya turlarının arasında fark ettirmeden,
Ay'a tutuluyor, ay onu kavrıyor, mavi, mor, pembe...
Ellerime bakıyorum bende, masmavi elbiseler giymişler diye,
Ve siyahlar yıldızları toplamaya başlıyor
Karaltıların parlaklığı kalbimin ritminde çalıyor,
Ay'ımı verdiler...
Ay'ımı verdiler...

Islıklar sessizlikte çalmaya başlıyor
Ağzıma kuşlar dolduruyorum.
Dileklerini tüylerime döken mutluluklar var
Kanatlarımı okşayan huzurlar...
Birde tatlı ekşi salata soslarım.
Beynimin içinde sanırım ben hep oynarım.


 “Tutunaksız bir boşluğun kenarında ne de güzel raksederiz!” -A. M. Dranas.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder