9 Ekim 2016 Pazar

Öğüt

Sudan koparılmış bir balık gibi yağmura koştum, ne çok özlemişim şimşekleri tutmayı, toprağın kokusunu yutmayı. Günü turuncunun pembesine batırmayı ve özgür olmayı.

Bisikletimin tekerine damlaları bağladım, nefesimi her üflediğimde bağladığım damlaları bacaklarıma sıçrattım. Bildiğim diyarlara bilmediğim dünyalar açtım, renklerin içlerinden geçtim, hislerimin kokularına battım.

Yaşımı unuttum, kimim ki ben? Bir insan mı, yada bir bulut, belki de bir deniz kabuğu...

Burnuma kozalakların neşesi uçuyor, kozalak olmalıyım, çam ağacının ısırılamayan meyvesi.

İleride, ufkun battığı yerde bir deniz var, okyanusla dolmuş ciğerleri, ona koşmalıyım.  Batmalıyım, çıkmalıyım.

Yağmur hala yağıyor. Bisikletimi altımdan kim aldı? Sırtımda kanatlarım yok. Bedenim ruhuma ne zaman sarıldı?

Yağmur derimin altına sızıyor, onunla nefes alıyorum. Çan sesleri bir bulutun içinde şarkı söylüyor. Rüzgar bir balerin gibi yapraklara konuyor. Daha derine uçmalıyım.

Uykuya dalmamalıyım. Gerçeği rüyalara batırmamalıyım.

Uyumamalıyım.

Uyumamalıyım...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder