9 Mayıs 2014 Cuma

Salıncak

Yüzüme vuran yumuşak serin rüzgar dalgalarının eşliğinde çiçek bahçesinin ortasındaki çınar ağcına astığım salıncaktayım. Bulutlar güneşi istemiyor, çınar bulutları öpüyor. Yasemin kokuyor etraf, çimenlerse yağmur damlası...
Kulağıma plak cızırtılı eski müziklerden koydum, toprağa değmeyen ayaklarımı esintiye bağladım. Uzaklardaki dağlara düşen şimşekler birer birer kalbimi aydınlatıyor.
Dipteyim. Fersah fersah, mercanların arasında. Sessizliğin bağırdığı ormanın ortasında. Tufanın kör ettiği karlı dağın unutulmuş tepesinde.
Kimse yok. Ellerim bulutsuz, yıldızsız, karanlık gökyüzünün derinlikleri kadar boş. Kalbimse atmaktan nefes nefese kalmış. Gülmekten yorulmuş dudaklarım alaca karanlığın vurduğu deniz gibi hissiz.
Evde değilim, dünyada değilim. Ruhumun götürdüğü bilinmez bir hayalin içinde aydınlığı karartıyorum. Burası çıkış, kimsenin göremediği... Burası bitiş, son. İnsanın cesaret edemediği...
Hala nefes alıyorum. Ayaklarımdan dolanan, ellerime kadar varan kan akışını hissediyorum. Uyuşmuş, kirli, belki kırmızı bile değil.
Burada kuşlar yürüyor, kediler yüzüyor, yunuslar uçuyor. Çiçekler nefes alıyor, canlılar güneşle besleniyor. Gök yüzü yere değiyor, dağlar göğü deliyor. Günse batıdan doğuyor, doğudan batıyor. Hala insanım.
Kızgın değilim, canım yanmıyor, mutlu olamıyorum. Gözlerim ilk gün ki gibi saf ve manasız. Kirpiklerim öyle ağır ki göz kapaklarım zorlanıyor.
Koca bir yalan ortasında, hiç olmadığım kadar doğruyum.
Çınara bağladığım salıncaktayım. İncecik halatlar yıpranmış, yorgun. Bense yüzüme üfleyen narin rüzgardan mutlu. Sallanıyorum. En tepedeyken gökyüzüne dokunmak için. Henüz gözükmeyen yıldızları avucumda alabilmek için... Güneşi aya çevirebilmek için.

1 yorum:

  1. Acizliğimin içinde yalvarırken yukarıya ve aşağıya, bir kapı arıyorum.
    Çıkış değil, bitiş değil, çözüm kapısı.
    Binlerce süslü kapı arasında o bana beyaz gelen sade kapıyı bulamıyorum.
    Bildiğim her şey doğruydu.
    Hiç kuşkum yoktu.
    Kapım sağlamdı, küçük odada oyuncaklarımla oynuyordum.
    Ama pencereyi ve dışarıyı fark ettim.
    Güneş, gözlerimi kör edermişcesine yansıyordu sanki.
    Oyuncağım kırıldı, odam yıkıldı ve kapıdan çıktım.
    Araftayım.
    Dua ediyorum kendime, tanrı öldüğü için.
    Dua ediyorum insanlara, sevgiyi var ettiğimiz için.

    YanıtlaSil